21 Temmuz 2013 Pazar

Confessions VS Don't Cry Mommy

Selam gençler;
Valla şu an bu yazıyı nasıl yazıcam bilmiyorum, ilham gitti sanırım bende saçmalarsam affedin, zorunda mısın kardeşim yazmak diyorsanızda ee boşuna mı izledim ben bunları, yani en azından ikinciyi, amacım bir ikisinin arasında bir değerlendirme yapmak.
CONFESSIONS:
Afişte görmüş olduğunuz annemiz, bir ortaokulda öğretmen. 4 yaşında bir kız çocuğu olan bekar bir anne. Bu annenin minik şeker kızı ölür, anne de bir süre sonra kızı öldürenlerin kendi öğrencilerinden olan Öğrenci A ve Öğrenci B olduğunu öğrenir. Bunu öğrenmesine öğrenmiştir ama bir faydası yoktur. Çünkü 14 yaşının altındaki öğrenciler işledikleri suçlardan mesul tutulmamaktadır. Anne de intikamını kendi almaya karar verir. Ve okuldaki süt içme saatinde bu iki öğrencinin sütüne HIV virüsü karıştırarak intikamının ilk adımını atar. Ama bu daha başlangıçtır, çünkü intikam soğuk yenen bir yemektir.
DON'T CRY MOMMY:
Yine afişte görmüş olduğunuz annemizin intikam hikayesi. Kızı Eun Ah okuldaki 3 serseri çocuk tarafından tecavüze uğrar. Adaletin hiçbir halta yaramadığı memlekette o mal öğrencilerde hiçbir ceza almadan, çocuk hukukundan yararlanarak, sırtara sırtara mahkeme salonunu terk ederler. Kızınından da bozulan psikolojisi sonucu intihar etmesi üzerine annesi çıldırır ve kendi adaletini kendisi sağlamaya karar verir.

Şimdi bu iki filmi karşılaştıracak olursak açıkçası birinci filmdeki intikam daha güzeldi. Aslında film ikinciye nazaran her şeyiyle, kurgusuyla olsun efendime söyleyim işlenişi ve müzikleriyle çok daha güzeldi. Biraz yavaş olmasına rağmen annenin git gide manyaklaştığını ve intikamının da intikam olduğunu gördük. Bu Confessions zaten Yabancı Filmler dalında Oscar'a adaymış da kazanamamış. Bir tane de fragman koyalım şuracığa.

Görüldüğü gibi fragmanı bile manyak, yani alanın kaliteli filmlerinden.
Müziklerinden de koyalım:



Müzikleri gerçekten çok hoş. Birinci ve ikinci parça favorim zaten. Şimdi o değilde, bu benim izlediğim üçüncü japon filmim. Birincisi Battle Royal ( ki açlık oyunları çıkmadan önce onun bu filmin kopyası falan olduğunu okumuştum izlemiştim), ikincisi Himizu, üçüncüsü de bu işte. Bakınca gerçekten de benim Japon filmi seçme konusunda yardıma ihtiyacım var. Gitmişim ne kadar piskopat film varsa onu izlemişim. Cidden 3 ünde de birileri birilerini kesiyor biçiyor, benim japonya korkum bunlardan geliyor sanırım. Öyle ki şükrediyorum burada doğmuşum diye, çünkü izlediğim bu üç filmde de psikopatlıklar diz boyu. Bana azıcık görüşlerimi değiştirecek filmler söyleyin.
Neyse bu Japon muhabbeti çok uzadı, ikinci filmede yorum yapayım azıcık. Şimdi ben bunu görünce iki gün önce izlediğim Confessions 'a benziyor diye izledim. Bu film teknik açıdan onun yanında solda sıfır kalır, ama filmin amacı zaten mesaj vermek. Yasaların düzenlenmesi, adaletin yerini bulması. Verdiği mesajı da güzel vermiş. Aslında bu filme yorum bile yapamıyorum çünkü yorum  yapılacak bir şeysi yok, hassas konular, konusu belli verdiği mesaj belli. Dünya da artık gerçekten bir şeyler değişmeli, insanlar, insan haklarına, ahlaki değerlere daha çok önem vermeli ki böyle olaylar yaşanmasın, cezaları en adaletli şekilde verilsin. Şu an cidden ne yazacağımı ne diyeceğimi bile bilmiyorum. Bunların aynısı kendi ülkemizde de yaşanıyor. Nasıl bir insanlıktır bu? Allah kimseye böyle acılar yaşatmasın, o şerefsizler de bu dünyada da öbür dünyada da cezalarını bulsunlar. Filmin sonunda da ülkedeki gerçekleri yazmışlar, onunda bir resmini paylaşıp gideyim.


hanijuni

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder