27 Eylül 2013 Cuma

Mini Dizi

HAPPY! ROSE DAY!

Ga Young, eski erkek arkadaşı Do Hoon ile aynı iş yerinde çalışmaya başlar. Eski defterlerin üstünden 5 yıl geçmesine ve Ga Young'un Chan Woo ile evli olup bir çocuk sahibi olmasına rağmen, Do Hoon ayrılmalarından çok pişman olduğunu, her şeye yeni baştan başlamak istediğini söyler. Bu durum Ga Young'un kafasını çok karıştırır ve eski aşkıyla şimdiki ailesi arasında bir ikilemde kalır.

Bu arada Chan Woo da küçük bir kafe işletmektedir. İşiyle gücüyle uğraşırken bir kaza sonucu A Reum ile karşılaşır. A Reum'a karşı hisler beslemeye başlayan Chan Woo'nun da başı ikilemlerle beladadır. Bir yanda aşık olup yanında kalıp hep korumak istediği A Reum, bir yanda eşi ve çocuğu...

Kaderin aynı anda karşılarına başka aşklar çıkarttığı bu çift sonunda hangi yolu seçecektir?

KBS2'nin mini dizi serisinden olan bu 1 bölümlük dizi daha geçen Yep'e gelmiş, bende zaten bu aralar bir boşluktayım ne dizi izleyebiliyorum ne başka bir şey yapabiliyorum, dedim minik adımlarla sahalara geri dönme vakti, açtım bunu izledim. Hem kısa 60 dk, hemde bir bölüm olunca kafa yormadan merak etmeden çerezlik bir dizi çıkıyor ortaya. Zaten mini dizileri çok seviyorum, kısa ve öz oluyorlar, insanı yormuyorlar. Yalnız dizinin müzikleri çok güzeldi, bir OST'unu bulaydım iyiydi. Ve ayrıca A Reum karakterini de So Hee canlandırıyor, çok şeker bulduğum bir kızdır, oyunculuğu da güzeldi, utangaç karakterine rağmen dizinin içinde sinirlenmesi, gülmesi, hepsini çok güzel başarmış, yakışmış yani aferin annem :*
Ha birde Jang Doo Yoon diye bir çocuk varmış burada oynayan, millet resimler gifler koymuş yapmış etmiş falan ama ben ilk defa duydum. Meğersem bu çocuk da Pledis Ent.(After School, Son Dam Bi, NU'EST)'in yeni boy band'i Seventeen'in bir adayıymış. Daha grup kesinleşmemiş, YG Papa'nın WIN'i gibi bunlarda eğitim günlerini canlı gösterip halk tarafından seçileceklermiş. Grup da yalnız yaş yelpazesi manyak, 18'den 11'e kadar o.O Küçücük bebenin ne işi var orada!! Şu an Kore'nin en kalabalık 2. grubu olarak ikamet ediyorlar, birincide 21 kişi olan A Peace isimli bir grupmuş, ben bunları da hiç duymadım ya o.O Ama Japonya da takılan bir grupmuş, bilmememi normal karşılıyorum şu an.

[SEVENTEEN] Şu aşağıdaki soldan üçüncü ne ya? Daha konuşmayı yeni öğrenmiştir o çocuk o.O
Yalnız güya kısacık yazıp gidecektim, oradan buradan derken çorba oldu, e kısmet artık, napalım :D Mini dizi serisi yapayım ben bari, sevdim bu işi :)
NOT: Bu arada Woo Bin seni unuttum sanma :D
hanijuni


26 Eylül 2013 Perşembe

Andeee!!

Evlenin ya, boy boy Woo Binleriniz olsun
Olamazzzzz!! Andeeee!! Kim Woo Bin'in iki yıldır bir ilişkisi olduğu açıklanmış :( İnanamıyorum Woo Bin!! Yüreğime öküz oturtun Woo Bin! İlk defa bir ünlünün sevgilisi olduğuna bu kadar üzüldüm lan!! Hemde iki yıl, beni kandırdın :( Yaaa ama cidden çok üzüldüm:( Bana mı yar olacaktı sanki ama işte insan üzülüyor be!! Hemde benim son gözdemdi, ideal insanımdı, namjamdı :( Neden?? Kızda mankenmiş zaten, ah Woo Bin vah Woo Bin! Küstüm seninle kendime gelmem biraz süre alıcak, öte git uzak dur benden, görende akıl hastası sanacak beni :D Ama üzüldüm güldüğüme bakmayın :S Ne kadar saçma niye üzülüyorsam? Ama insan bi buruklaşıyor ya :S Benki sana deli gibi fangirllük yapıyordum, videolarını çevirmeye niyetleniyordum, gidip manyak Kore fanları gibi iki küfürlü yorum falan mı yazsam :D Dediğim gibi namjamdın, son gözdemdin, 1.87ydin :( Neyse sana iki şarkı gönderiyorum, Allah mesut etsin, ayrılmayın bari hiç de bende gerçek dünyamda kalıyım artıkın T_T


Şimdi böyle pek manyak gibi oldum ama üzüldüm bee :S
hanijuni

23 Eylül 2013 Pazartesi

Kubbenin Altında

'

'Hepimiz kubbenin içinde mahsur kaldığımıza göre, hiçbirimizin sırrı güvende değil''
Çıktığından beri online olarak takip ettiğim diziyi, sezon finali yapsında öyle yazayım diyordum, yaptı ve işte bende buradayım :)
Şimcik konusuna geleyim hemen, Amerika'nın kendi halinde bir eyaletindeki kendi halinde bir kasaba olan Chester's Mill, birgün aniden gizemli bir kubbenin altında kalır o.O İçeride her türlü insan vardır, ve bu her türlü insanın hepsinin kendine göre pislikleri vardır ve denildiği gibi hiçbiri güvende değildir.


Big Jim: Bu dizideki en pislik insandır kendisi. Kubbe inmeden önce belediye başkanlığına aday olan Big Jim, kubbe inince iyice reis havalarına bürünür ve kendi menfaati için halkı kandırarak bu sezonun sonuna kadar pisliklerini devam ettirmiştir, hayatının günlük rutini gibi adam öldürüyor lan resmen, bir gün öldürmese içi rahat etmeyecek, bir geber git de kurtuluyum artık, tiksindim senden!!!


Dale Barbara( Nam-ı Diğer Barbie): Bu da dizideki Marry Me diyeceğiniz tek insan, güzel insan <3 Eski asker yeni ''cleaner'' olan (pis insanların pis işlerini yapıyor kendisi, infaz vs. yani) Barbie. Bir insanın takma adı bu kadar ilginç olabilirdi ve oldu. Ken diyeydiniz bari. Barbie kasabanın yerlilerinden değil, biraz sonra göreceğiniz Julia'nın kocasından borç tahsil etmeye gelince ve yanlışlıkla onu öldürünce, birde yanlışlıkla kubbede kalınca olayların baş insanı oldu. Kasabada seveni kadar düşmanı bol, bir de sırları olunca vuhuuu, uğraşan uğraşana. Ama ne hoşsun sen, adam iki eli arkada kelepçeli 2 adamı indirdi yaaa <3 (Gözlerinden kalpler fışkırır)


Julia Shumway: Bu da güzel insan Julia. Barbie'nin kocasını öldürdüğü kadıncık. Eski gazeteci. Büyük şehirde işler sarpa sarınca kocasıyla bu kasabaya huzur bulmaya geldi, ama bulabildi mi, pek söylenemez. Nereden tanıyorum ben bu hatunu derseniz, şuradan canlarım, kendisi Alacakaranlık serisinin birinci filmindeki Victoria. Diğer filmlerinde kendisi yoktu, benim sevmediğim bir Victoria vardı.Çok güzel, gereğinden fazla güzel bir kadın, dış görünüş olarak benzemek isteyebileceğim birisi. Bu kızçede işte dizide Barbie'de tutsak kalınca, yazık sokakta kalmasın diyerek evini ona açar, dedeye pardon Barbie'ye sahip çıkar :D Ama bilmiyordur ki o kocasının katili... (Gerilim müziği, dım dım, dım dım)


Angie McAlister:Bu da lanet kız kategorisinde birinciliği elinde tutan Angie... İyi kız falan ama pislik işte, günü kurtaran onlan bunlan takılan bir kız. Junior'a da ümit veriyor, sonra çocuğu mal edip ortada bırakıyor( ha zaten mallık potansiyeli vardı, bu üstüne daha da ekleyerek ortaya çıkarttı) Neyse bu Junior'ı mallandırınca, Junior'da bunu eğitmek için yer altlarındaki zindana kapatıyor, bir beş bölüm Angie'nin çilesini çekiyorsunuz. Bu kızıda nereden hatırlıyorum diyorsanız, Secret Circle da başroldü, o dizide tutmadı sanırım. O eli unutmayın önemli o el, ona göre :D





Junior: Dizideki karakteriyle askerde çok dayak yiyecek birisi, ama her türlü yakışıklı :D Adam olsa insan olsa güzel bir ilişkisi olabilir ama Angie'ye takıntılı, bazı psikolojik sorunları var biraz... Veeee Big Jim'in oğlu, ne güzel di mi? Baba-oğul manyak couple! Bu da işte Angie'ye büyük bir aşkla takıntılı, kıza sen hastasın aslında beni seviyorsun modunda falan, ben bu çocuğun azıcık sevgi görse düzeleceği fikrindeyim ama seveni yok ki!

Joe ve Norrie:
Joe, Angie'nin kardeşi, kendisi bir inek, kubbeyle ilgili çok bilimsel çalışmaları var :D Norrie'de iki annesiyle tedavi olmak adına bir kliniğe giderken Kubbe'de takılı kalmış bir kızımız, asi stayla bir kız, ama Joe ile çok iyi anlaşıyorlar ve Kubbe hakkındaki gizemleri çözmeye çalışıyorlar.
Şimdi de bir kaç kareye bakalım:
Bu da nur içinde yatasıca, üstüne Kubbe inen ineğimiz,
hakkında dizimag de bıktırana kadar RIP geyiği yaptılar, anmasam olmazdı.

Gerçekte böyle hoş bir insan Junior,
bence bu çocuk Clark Kent olmaya çok uygun, yetkililere duyurulur

Doğru söze ne denir?

Çaldığı bölüme çok güzel uyan bu şarkıyla bitireyim artık. Sevdin mi canım derseniz, iyi ya hani daha ilk sezon ama gelişeceğini düşünüyorum, izleseniz de izlemesenizde bir şey kaybetmezsiniz ;)
hanijuni



19 Eylül 2013 Perşembe

Yıllanmıs Yazıları Yayınlama Vakti...


Special Affairs Team Ten



Ha haa polisiye, cinayet ve ben çok mutluyuz. Polisiye film roman dizi her türlü severim. Bide kurgusu karmaşık hemen anlaşılmıyorsa çok da iyi olur çok da güzel olur.Bu diziyi nası bulduğumu hatırlayamasam da ki muhtemelen bi yeppudaa turu sırasında keşfettiğimi düşünüyorum. İlk gördüğümde kapak falan çok hoşuma gitmişti. Bir sürü tanıdık bi arada dizide(bir sürüden kastım farkettim de 3 kişiymiş neyse karıştırmayalım;)). Ama başrol ajussi tabiîki de favorim. Nası bi coolluktur o maşallah Allah sahibisine bağışlasın. Her bölüm birbirinden ayrı genel polisiye mantığı ama çok manyak.Dizinin ismi de çözülme ihtimali %10 dan daha az olan olayları araştırdıkları için ten men ordan geliyo diye bir düşünceye kapıldım doğru olmasını umuyorum. Fazla karmaşık olaylar var, 1 ve 2. Bölümler aşırı karmaşıktı,bayağı da vahşiydi-mazoşistlik falan diz boyunu geçmiş kafa boyu olmuş- de mükemmeldi çok zekiceydi gebere gebere izledim.(bu arada 1. Ve 2. Bölüm birlikte tek bölüm gibi)  Yazan senariste saygılarımla .
Çözülemeyen , mükemmel cinayetleri çözmek için oluşturulan bir takım (tabiî ki sayelerinde çözülemeyen cinayet kalmıyo o da ayrı bişey)  kuruluyor profesör  Yeo Ji-Hoon’un(Joo Sang-Wook) önerisiyle profesör dediğime bakmayın amca daha açık haliyle 10 numara dedektif. Zekadan ölecek Allah korusun.Takımın lideri. Ajusshi bişeyler saklıyor bi secretların içinde boğulmuş da hiç de açık vermiyor.  Hayırlısı çıkar yakında. İlk izlediğimde sesi biraz garip gelmişti hayal kırıklığı olmuştu ama şimdi normal geliyor .



 Takımda tek kız olan Nam Ye Ri(Jo An) diye bi abla var ki bi ısınamadım gitti. Tanıyan, seven varsa üzgünüm ama garip bi oyunculuğu, garip bi konuşması var ruhani varlıklarla konuşuyo gibi konuşuyor kısaca ilginç. Dizide tam güzel güzel olaya dalmışken abla ekranda belirince back to the reality oluyo resmen sinirlerim bozuluyor. Asıl üzücü olan galiba ilerde mükemmel cool ajusshim bu garip ablayı sevecek ah ah.



 Baek Do Sik(Kim Sang Ho) diye yıların dedektifi olan bi amca var amcayı city hunterdan hatırlıyabiliriz, bu amcanın da sezgileri fazla güçlü maşallah.


Takımın en küçüğü yeni dedektif Park Min Ho(Choi Woo Shik) çok tatlı suratı çocuk gibi. Takıma Yeo Ji Hoon sayesinde katılıyor ajusshinin zekaya hayran çünkü kim olmaz ki. Polis noonalarca fazlaca sevilen bu insaniyete yazık hep ayak işlerini yaptırıyorlar. Bu da gidiyor tüm cazibesini kullanıp noonalara yaptırıyor.hı bu arada bu arkadaşı nerden hatırlıyoruz rooftop prince'ten sarı eşofmanlı insan.



Özellikle polisiye, cinayet seven arkadaşlar varsa izlesinler çok hoş ara da bi çok az da sapıtıyor atlayın oraları güzel güzel emi. Bu yazıda dizi gibi yıllandı ilk izlemeye başladığımda bi heves yazmıştım yarım kalmıştı.Galiba film gibi olduğundan oturup bir anda izleyemiyorum. Dizinin 2 sezonu var ben daha 1.sezondayım. Yazın başından beri izliyorum heralde, 9 bölüm olmasına rağmen hala bitiremedim.Yakın zamanda biter inş. Dizinin iki ostunu buldum. Zaten izlerken de Mad Soul Child'ın söylediği şarkıyı çok beğenmiştim. Koyalım dinleyelim.


Bide fragman mı koysak:)ca can



17 Eylül 2013 Salı

Ortaya Karısık

13.09.2013

Beast Weekly Idol izledim. Cidden çok hoştu. Kültür arttı gençler yeni yeni Beast bilgileri öğrendik yani J
-Junhyung yavrum cool çoceği oynuyordu epey bir uğraştılar onunla, çok komikti. Şarkının sözlerini nereden ilham aldığını ve manasını sordular. O da böyle otururken ışığın pır pır ettiğini bunun ona ilham verdiğini falan söyledi(yeme beni) bunlarda ayrılığın etkisi falan yok mu yani diye sordular orada bir ecel terleri döktü :D manasıda kız oğlanı terk ediyormuş, bu da onun yanında artık gölge olarak gezmeye başlıyor,ne tanıdık di mi ayrılan çiftler falan :S
- Sonra Dongwoon şarkının koreografisinin manası hareketlerin anlamını açıklıyor, elini kaldırınca bak git çarparım manasına elini indirince de böyle vuruyormuş gibi oluyormuş, ama 165lik bir adamın poposuna vuruyormuşun :D vuracak yer kalmadı ya zaten :D
-Doojoon'un baldırının(!) çapının 54 santim olduğunu, Yoseob'un kafasının çapının 53 santim olduğunu, Dongwoon’un kafasının çapının da 55 santim olduğunu öğrendik :D
-Rekor kırdılar, bir duvardan ötekine kaykayın üstünde yataraktan giden Yoseob Weekly Idol tarihinde en uzun mesafeyi kat etti J
-Junhyung'a aegyo yaptırdılar, herkes yerlerdeydi :D adam epey dalga geçti benim biasımla, aegyo kralı falan, aegyo tarihini Junhyung'dan önce ve Junhyung'dan sonra diye ayırmalıyız diye :D
-Yoseob bir six pack yapmış akıllara zarar, sunucu amca aklını kaybetti.
-O sunucu adam zaten sapıttı, bunlara sexy dance yaptırdı, kızlara yapacağı fanlığı bunlara yaptı, terbiyesiz :D
-Programa benide çağırdılar, bir dahakine birlikte gideceğiz ;)
Şöyle de tuhaf kareler var tabi :D
Fotoğraflar B2STURKEY'e aittir.
Fotoğraflar B2STURKEY'e aittir.
Fotoğraflar B2STURKEY'e aittir.
Fotoğraflar B2STURKEY'e aittir.


-Şu an da Bap’ın Weekly Idol'ünü izliyorum, hangisinin totosu en büyük, en hangisininki orantısız onu öğreniyoruz(ne yapıyorum ben?)Daehyun ve Youngjae’nin sol, Zelo'nunsa sağ totosu büyükmüş gençler, haberiniz olsun yani, ona göre …Jungup'unki de en güzeliymiş, ha bu toto yarışının suçlusu kim? Fanlar… size ne milletin totosundan yaa :D
Hayır, anlamıyorum ki bir insanın totosu nasıl güzel olabilir, güzel olacak yerler mi bitti yani?
-Fanın biri de şimdi vücutlarındaki en güvendikleri yeri soruyor, Youngjae omuzları olduğunu söylüyor, bunlar da tutuyor, açıyorlar çoceğin omuzunu yazık nasıl da utanıyor, üstüne birde elbise resmi montajlıyorlar, çok hoş :D 


Yong Guk da göğsüyle kolu arasında kalan bölge olduğunu söylüyor, onlarda beğenecek başka yer mi bulamadın diyor :D Ne hoş insansın ya :(


- Sanırım Zelo'nun da gözlerinde bir sorun var, böyle sık sık kırpıp duruyor ama nasıl tatlı <3


14.09.2013
Ve bugünde Seungri'nin yeni şarkılarından biri olan GG Be'nin açılımını manasını öğrenmiş olduk. Şöyle ki 기집애 (Gi-Jib-Ae) b*tch veya kötü kız'ın kodlanmış haliymiş, bende dalga geçiyordum cici bebe diye o.O

Not: Böyle tarih atarak o gün izlediklerim hakkında not tutuyum dedim, iyi oluyormuş ya...
hanijuni

13 Eylül 2013 Cuma

Arsivden Güzelim Resimler


3 boyutlu resimler çok güzeller <3

Çılgın Hırsız'dan. Ondan sonrada niye bebelerimiz hırsız oluyor diyorlar, anaya bak, peh

Siyahiler her zaman hoştur dostum

Ne güzel demiş...

Bizde böyle çok paylaşımcıyızdır :D

Sooyoung işte ben seni bu yüzden seviyorum <3 Dorky dorky

Evil Kyu :D


Tövbe yarabbim ya, nimetle oynama Teukiee! :D

Bende istiyorum bunlardan <3

Ve şimdi de Baro'nun noonalarla imtihanını göreceksiniz :D



Hoş ya böyle resimler paylaşmak falan, yapayım ben bunu inşallah ;)
hanijuni






11 Eylül 2013 Çarşamba

Mim Mim Mimimimi Mim Mim

...demiş atalar

Biliyorum gençler özel hayatımı çok merak ediyorsunuz, öyle ki bende dayanamadım, sevgili Paul'cuğumun mimi sayesinde sizi bilgilendirmeye karar verdim, tekrar sağ ol bacım :*  ^^
-Hayatınızda hiç mucize olarak nitelendirebileceğiniz bir olay yaşadınız mı?
Ben her gün eve sapasağlam dönmemi bile mucize sayıyorum çünkü araba çarpma potansiyeli çok yüksek bir insanım ^^ Beni hep kahramanım Çançiçeği kurtarır :*
-Almayı düşünüp de alamadığınız ne var?
Music Bank bileti alamadım alamadımmmm :'( Ayakkabı istiyorum da daha ümidi kesmedim :D Sonra 2 aydır şemsiye diye kendimi yırtarım da sanki zor bir şey gibi onuda alamıyorum, şemsiye standardım çok yüksek de :D Telefon, bende üstün zekalı telefonlardan istiyorum da, alınır mı, ne zaman alınır Allah bilir :) Bilgisayar istiyorum şöyle güzel bir apple (!) Çünkü bu bil. abimin deyimiyle mallanıyor, ha birde bir kitabevi alsam çok hoş olur yani ;)
-Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı?
Bilmem ki hemen düşüneyim, şimdiii, ben dar giyemem hep bol ve uzun şeyler almaya çalışırım çünkü daha rahat ediyorum ama babaannem de bolların beni şişko gösterdiğini azıcık dar giymemi söyler :D Anlamıyor ki insafsızca seksi (!) vücudumu ortaya çıkarırsam bu dünya çöker :D :D
-Nefret ettiğiniz huylar ve insanlar?
Ben nefret duygusunu çok yaşayan bir insanım hani nefret değil de sevememe hoşlaşmama (ama bazı istisna insanlarıda daha sonrasında dibine kadar severim), önceki mimde de dediğim gibi birilerini ne kadar seviyorsam diğerlerinden de o kadar nefret edebilirim, insanına bağlı. Artık her şeyin benden beklenilmesinden cidden bıktım! Artık benimde biraz değişmem gerekiyor...
-Sizi en net tanımlayan kelime?
'Karışık', şu aralar çok karışığım, yoruluyorum, beynim çok saçma şeylerle doluyor...
-Hayata yeniden gelme şansınız olsa hangi ülkede doğardınız?
Ben bunu hep derim, iyiki Türkiyede doğmuşum diye, hani bazen konu açılır Korede olsak yaşasak falan, ı-ıh olmaz, ben yapamam orada, eğitim sistemi güzel ama  öğrencilerin yaşadığı sıkıntılar stresler intiharlar falan benim gözümü çok korkutuyor orada (örnek), o yüzden ben burada iyiyim, ahlaki değerlerim var, dinim imanım var şükür, o yüzden thanks cınım :*
-Tek başına bir insan keyiflenmek için ne yapabilir?
Dostlarıyla buluşsun, bimden bir tane cips ve kazandibi alıp bankta oturup paylaşsınlar bundan güzel keyif mi olur :D <3 Merak etsin gezsin yeni yeni şeyler öğrensin, film izlesin kitap okusun ve tüm gününü bir kitabevinde geçirsin :)
-Nikah masasında evleneceğiniz kişiden hayır cevabı alsanız ne yaparsınız?
Allah belanı vermesin derdim, üzerine akrabalarımı ve arkadaşlarımı salardım ki haşatını çıkarsınlar :D
-İnsan kaderini mi yazar, kaderini mi yaşar?
Bende kaderimizde belli şeylerin olduğunu ama bize hep iki yol sunulduğunu onu seçip seçmemenin bize kaldığını düşünüyorum, yani gidip adam öldürüp de kaderimde bu varmış demek çok saçma, Rabbimiz bize akıl fikir irade vermiş, isteyen iman isteyen inkar etsin demiş, bu yüzden seçimlerimizden sorumluyuz. Mesela geçen gün bizim burada bir adam vuruldu ve vurulduğu yerde yatarken bir de araba çarpıp öldü. Annem sordu babama, adamın ömrü bitmişti bu adamda ona vesile mi oldu, kaderinde böyle miydi diye? Bende, o adamın ömrü bittiyse bir şekilde öleceğini ama onu öldüren adamın bunu kendi seçtiğini söyledim yani yapıp yapmamak kendi elindeydi ama o kötüyü seçti ve olaya dahil oldu... Kendi seçimlerimizi yaşıyoruz...
-Aklınıza gelen ilk ingilizce kelime?
Expose geliyor sabahtan beri...
-İnternette sahip olduğunuz ilk nickname?
Bilmem ki? Hanifeli bir şeylerdir de :)

Bende mimi kendisini yeni takip etmeye başladığım Yumi Yum'a göndermek istiyorum, görürsen yazarsan kardeş mutlu olurum^^
Haydi o zaman sağlıcakla kalın :)
hanijuni