20 Ağustos 2016 Cumartesi

Lucky Romance Yorumları ve Yeni Yazarınız :)

 Öncelikle herkese selam eder ; büyüklerin ellerinden , küçüklerin gözlerinden öperim(Çünkü 19.yy dan yazıyorum ). Başlıktan da görüldüğü üzere yeni yazar ve onun ilk yazısı ile karşı karşıyasınız. Kısaca kendimden bahsedip yazıma geçmek isterim müsadenizle .
   Diğer iki yazarımızla yolumuz 2009 yılının eylül ayında kesişti. Lise ile başlayan dostluk ve 7 yılın sonunda bizi tanımlayan slogan ' Biz 3 kişiyiz gardaş'. Bu yazının devamında dostluğa dair dramatik birşeyler bulamayacağınızı şimdiden söyleyeyim. Nedeni ise bence bir film olsaydık Aksiyon/ Komedi tarzı olurdu. Gerçi ufak bir dram kısmı varsa oda mükemmel ama bir okadar da hızlı geçen lise yıllarının ardından ,birimizin güneydoğu birimizin karadeniz birimizinde iç anadoluda öğrenim hayatına devam ediyor olmasıdır. Tek tesellimiz aynı şehirde ikamet etmemiz. Ne denir ki bunada şükür. Kendimden bahsedeyim dedim ama bahsedememişim :) 3 kişi olma durumunu resmen yaşam felsefesi haline getirdiğimin kanıtıdır a dostlar. 20 yaşındayım , üniversite öğrencisiyim . Görüldüğü üzere pek özelliğim yok. Biz 3 kişi bir araya gelince ortaya çıkıyor güçlerimiz :D
  Tanıtım satırlarıma burada son verip dizimize geçelim . Hadi Bismillah.


Öncelikle konusu şu şekilde efendim:
Sim Bo Nui (Hwang Jung Eum) falcılara tılsımlara inanan batıl inançları olan biridir. Gitmiş olduğu falcı ona bir gün , eğer kaplan yılında doğmuş bir erkekle bir gece geçirmez ise komada yatan kız kardeşinin öleceğini söyler.Ardından kızımız hiç vakit kaybetmeden bu özelliklerde birini armaya başlar ve hiçbir yolu denemektende geri durmaz (Çünkü Kardeşlik ). Bu sırada kriterlerine uyan beyimiz Te Soo Ho(Ryoo Joon Yeol) ile yolları kesişir. Beyimiz aşırı zeki , yüksek IQ lu biridir aynı zamanda bir oyun şirketi vardır.

Ben nesini sevdim?  Neden izlemeliyiz? 
Bir kere çok minnoş bir dizi :) başka sıfat bulamadım çünkü. Benim lügatımda tam karşılığı budur :D. Hwang Jung Eum sevmememe rağmen izlediğim 3. dizisidir ( iyikide sevmemişsin demeyin bende anlamadım ama yapımlar kaliteliydi yiğidi öldür hakkını yeme demişler :) ) Reply 1988 izlediyseniz zaten bana göre neden izleyelim diye bir soruda sormazsınız diye düşünüyorum . İç bayan bir senaryo yoktu bana göre tadındaydı herşey ( başlar biraz bayabilir kabul ediyorum) . Tabi başlarda başrol kızımıza uzunca bir süre sinir olmuş olabilirsiniz. Siz ekran başında ' Öyle çocukceğizin karşısında taş olsa çatlardı yelloz  ' diye çığlık atarken kızımız , oğlanceğizi bir müddet süründürmekten  geri durmadı.Gerçi başlarda oğlumuz , kızın takıntılarına hareketlerine falan sinir olup bir kaç kere çemkirdi de. Lakin sevgili olduktan sonraki sahneler çok hoştu. Reply daki rolünden sonra bu tiplemeye şaşırmadık değil lakin bağrımıza basmaktada biran bile tereddüt etmedik lütfen ! Böyle liseli sevgili gibi hareketler bir birini görüp kkkkkkk'lamalaar  falan filan . 

Şu hareketlere şekillere bakın dağ gibi çocuk mecnun oldu heyy!!
Peki Olumsuz düşüncelerim neler ? İzlesek mi İzlemesek mi ?  ;
Neden izlemeyesiniz ki :) Öncelikle zaten o havada kalan , insanı komaya sokan bir son yapmamışlar . Gayet usturuplu bir son yazılmış iyi dedim aferin .Tamam dehşet bir senaryo olmayabilir ama açıklayamadığım şekilde minnoş işte. Senaryoyu az çok tahmin etsenizde izlerken keyif alınacak bir dizi olduğunu düşünüyorum.Yalnız izlerken böyle aşkların yüzde 99'nun dizilerde kalan sadece 1 dilimlik kısmının gerçek hayatta olduğunu unutmayın ve cool bir şekilde kafanızdan çıkan pembe bulutları hemen dağıtın. Biliyorum yinede kalbinizde bir acı olacak ama oda tüm şeker dizilerin en sık rastlanılan yan etkisi.
Evet şimdi diziyi  izlemediyseniz spoiler yememek adına aşağıdakilerden uzak durmanız tavsiye olunur.

 Başta zaten çocuğumuzun aşırı zeki olduğunu söylemiştik.


 Bu çocuğa da üzüldüm tabi ama 2. erkek sendromu yaşatacak kadarda değildi.Pek haz ettiğim bir oyuncu değil kendisi zaten .  Bu seneki dizilere can veren konsept burada da vardı . 
' Noona neomu yeppeo' 


Kızın şirkete tılsımı koymak için geldiğinde patronuyla olan karşılaşması da ayrı bir komediydi :)  Bu saplantılarına ara ara sinir olmadım değil .
Laappss diye etti çıkma teklifini. Ciğeri , kardeşi ölüm döşeklerindeyken  napsın gerçi oda haklı. Gerçi  bazı hareketlerini çok aşırı buldum. İzlerken ; Şşş kızım napıyon ? kendine gel ! dediğim zamanlarda oldu. İşte sevmediğim için 0 tolerans 0 iltimas :) 

Sizde izleyen kesim olarak bu sahneyi mutlaka hatırlarsınız. Kudurdun mu kızzz o nası laf töbe !!!! Dedik bence topluca . Eğer bu halkın bir ferdi iseniz başka türlü tepkinin imkanı yok çünkü. Lakin gerçek aşka inanan Kaplan oğlumuz gereken cevabı verdi. Ve ardından gelen müzik ... Laylaylooomm galibaa sana göre sevmeleeeer ..... Kapıyı çektiği gibi terketti orayı . Ve biz hep bir ağızdan ' Adaaammm ' diye bağırdık tabiii .



Dipnot: Bakın mümin kardeşlerim bunlara sakın aldanmayın nasıl ki dünya hayatı bir aldatmaca bu diziler double aldatmaca. Adamın birine ( töbe , hafazanAllah ) böyle diyecende adamda kapıyı çekecek gidecek . Hehheeyyy hey yavrum hey. O yüzden silkelenin kendinize gelin. :) 

Oğlumuz tarafında birtakım duygusal hareketlenmeler başlayınca tabi kızımızı Kaplanla yatma ve o batıl tüm saçma düşünceleri için falcı falcı gezdirir. Tabi asıl düşüncesi bir milyon IQ'su ile falcı bacıları nakavt etmektir. Ki kendince başarılı olsada , mantık yetmezliği diye bir hastalık olsa 3 ay içinde mefta olacak kızımız çok umursamaz.  


O omzu tutuşu , yüzündeki salak ifade kalp tüm bütün  fangirller   :D


En birinci kankası gibi playboylukta yüksek ihtisas yapmadığından ne bilsin çocuk. IQ'su 4 basamaklı olanlar hep böyle hem sen nerden bilecen ki tıhh . ( Çünkü sevdiğim insanlar herzaman en aklı en doğru :) )

Her ne kadar sizleri uyarmış olsamda sayın okuyucu dizi boyunca bu sahnelerde kendimi yerlere atıp krizler geçirdim. Bende biliyorum böyle insan yok ama dil ne söyler kalp ne söyler. 20 yaşına geldim şöyle bi sevenim olmadı. Bence sebebi aynalar çatlatası güzelliğim.Çirkin şansından ışık yılı uzaktayım .Olayın vehametini siz anlayın (İyi akşamlar sayın seyirciler.Yüksek dozda narsizm yine can kaybına neden oldu. Blog yazarı B.A  yazısı sırasında aşırı doz narsizm alarak hayata gözlerini yumdu. Yetkililer yapılan otopsi sonucu midesinde büyük ölçekte dev aynasına rastladılar . Elimize ulaşan psikolojik geçmişi raporunda ise ileri düzeyde Prenses Sendromu olduğu ortaya çıktı. Şimdilik bilgiler bu şekilde eveet sendeyiz Erhan )
Şaka bir yana esas sebebi daha öncede altını çizdiğim gibi böyle insanılarn olmaması pek sevgili , yalnızlıktan sevgisizlikten muzdarip okuyucum .


Evet , şimdi sizi uyarıyorum ki aşağıda görecekleriniz spoilerden daha fena. Resmen aşk böceklerinin mıç mıç , gözlerinden kalp fışkıran anlarına tanık olabilirsiniz. Muhtelif kalp tansiyon vs hastalıkları olanların aşağıdakilerden kaçınması önemle rica olunur ^^


İlk öpücük olmasa da sonuçları itibariyle ilkinin tahtını sallar diye düşünüyorum :)

Hem başkanıyım hem aşkısı var mı ? bişi mi diycen haa 


Evet yapışın yapışık yaşayın !!!


o bahsi geçen ilk öpücüğümüz de bu oluyor 

Şurda ekranları başında sorumluluğunu alabilecek , saçını süpürge edebilecek onca kız arasından niye bu kız anlatsana biraz...

Şuraya da en sevdiğim  ost'unu koyuyumda resimlerin yanında iyi gider ^^

Kalp ağrısı eşliğinde ....




Nedeeen diye bağırdığınızı duyuyorum. Kendinize gelin . Kız kısmısı öyle şeyler yapmaz. Boşuna da beklemeyin böyle çocuklar gelip özledim diye kapımıza dayanmaz . Dost acı söyler sevgili okur. Yüreğim kan ağlasa da sizi bir yalanın peşinden sürükleyemem!! 

Bu arada böyle sarılmaklı sahneler çok hoş değil mi ? Bu hayatta bir his olarak varlığımı devam ettirecek olsam o his sarılmak olurdu herhalde . Sizi bilmem ama özellikle de benim gibi kocaman kocaman sevdiği insanlardan uzak şehirlerde yaşayanlar için ilk kavuşma anında gerçekleştirilen bu eylem çok anlam ifade eder.


Anlamsızca kendi kendime sırıttığım ponçik sahneler :) 


'Her şey Aşktan' adlı tablomuz 


Dramalar kuyusuna  muradına ermeyi başaran bir çift daha düştü.
ve -SON-
Biraz tanıtmalı biraz iç dökmeli biraz da dizi yorumlu bir yazı oldu. Ben dizimizi kendi iç dünyamda harmanlayıp sundum. Beğenilmesi ve okurken bolca 'aynen aynen bence de öyle' demeniz temennisiyle...

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere İnşallah :)

4 yorum:

  1. Selam batma hoş geldin :) Yazına çok güldüm çok komikti :D Tavsiyelerini aklımda tutacağım XD Benim için de çok güzel bir diziydi, öyle en iyi falan değil ama insanın içini ısıtan tatliş bir diziydi. Ryu Jun Yeol'un aşık halleri mükemmeldi, al evde besle yani :D Yeni yazılarını da bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbulduk :) beğenmene çok sevindim . O aşık hallerinde hepimiz kendimizden geçtik zaten . Yeni yazılarda görüşmek üzere :)

      Sil
  2. Bana yazdığın yorumdan sonra buraya da uğradım. Güzel bir yazı olmuş, replikleri çok beğendim :)
    Bu arada sarılmak benim için de çok anlamlıdır. Hatta o öpüşme sahnelerinden çok sarılma sahneleri daha çok hoşuma gider. Bana kalırsa sarılmak en güzel şeylerden biri hayattaki :)
    Son bölümleri izlemediğimden evlilik olayını da görememiştim sayende o sahneyi de görmüş oldum, iyi oldu :D

    YanıtlaSil
  3. Begenmene çok sevindim :) tesekkur ederim .
    Dimi ya o sarilma sahnelerinde kalbim pir pir oluyor benimde :)
    Son bolumler biraz sıkıcı hakikatende özetle okuman iyi olmuş :)

    YanıtlaSil