3 Eylül 2016 Cumartesi

Doctors Dizisi Yorumları


Konusu : Hye Jung ( Park Shin Hye ) birçok zorluk yaşadıktan sonra üniversiteyi kazanıp doktor olur. Annesinin ölümünden sonra iyi geçinemediği babası onu ninesine bırakır. Liseye ninesinin yanında devam eden Hye Jung dövüş sanatlarında da oldukça iyidir. Gittiği lisedeki öğretmeni , hemde ninesinin komşusu olan Hong Ji Hong (Kim Rae Won) ile yolları burada kesişir. Ninesinin mide kanseri ameliyatında şüpheli bir şekilde ölmesi sonucu Hye Jung bu işin peşini bırakmamakta kararlıdır. 12 sene sonra ninesinin öldüğü hastanede çalışmaya başlar ve lise yıllarında yolları ayrılan Hong Ji Hong ile onunda aynı hastanede çalışmaya başlamasından dolayı tekrar kesişecektir. 
Dizi hakkındaki yorumlarımı sıralamak istiyorum;

-Aksiyonun fazla yoktu bu açıdan monoton olabilir. Yani bilinen dizilerin aksine çok karmaşık ilişki yapısı yoktu . Bilirsiniz o senaryoları , kankan aynı zamanda eltin çıkabilir ya da can düşmanın birden oğlun/kızın olabilir. O açıdan gerçekçiliğini sevdim.  

- Benim asıl başlama nedenim zaten Kim Rae Won'dur. Kendisi ile birçoğunuz gibi My Little Bride filminde tanıştım ve o gün bu gündür kalbimin bir köşesinde durur. Bayağı yaşlanmış olmasına rağmen sevgimden hiçbir şey azalmadığını söylemeliyim :) Objektif ya da subjektif mi bakıyorum bilmem ama dizideki karakterini de çok sevdim. O kadar tatlış bir kişiliği vardı ki . Allahım dedim müslüman versiyonları için bolca amin :D

-Yan karakterler de sevdim ben. Lee Sung Kyung'a zaten Chesee in the Trap'te bayılmıştım (rolünü güzel yapması itibariyle yoksa karakteri kafasını duvara sürtüp kıvılcım çıkarmalıktı). Bu kıza baktığımda ağzında sakız alaycı kıskanç biri olmak için doğduğunu düşünüyorum :) Yine ikinci oğlan rolündeki Yoon Kyung Sang'ı da sevimli buldum. Açık sözlülüğünü sevdim. Daha önce söyledim muhtemelen 4785568 kerede söyleyeceğim Kim Rae Won'un kalbimde VIP koltukta otuması hasebiyle  Lucky Romace gibi bu dizide de ikinci erkek sendromu yaşamadım . Sorry ^^

-Kim Rae Won'la Park Shin Hye'nin uyumuda hoşuma gitti. Dev , tutkulu bir aşk değildi. Daha çok birbirini en iyi anlayan iki insanın arasındaki aşk durumu vardı bana göre. Ki böyle aşkların raf ömrünün daha uzun olduğu kanaatindeyim. Ayrıca kızımızın başrol oğlumuza sırtını dayayan sönük , ezik bir tip olmamasını sevdim. İçimdeki feminen taraf pek sever kendi ayakları üzerinde duran kızları.

-Belki yaşları itibariyle midir yoksa rolleri itiberiyle midir bilmem ama saçma sapan yanlış anlaşılmalar çocukça küsüp barışmalar olmaması güzeldi. Genel olarak senaristlerin en sevdiği şeylerden biridir habire küstür barıştır. Ben , diğer senaryolara göre reyting yapmasa da olgun anlayışlı insan modelini daha çok seviyorum artık. Artık diyorum çünkü bir kaç sene öncesine kadar (ergenliğimin zirvesindeykendi , o yüzden :D ) daha çok narsist , sinir bozucu başrol beylerinden hoşlanırdım ( Hala da hoşlansamda ciddi düşünmüyorum onlarla :) Çünkü hepsi kapımda sıra vaziyetteler şuan). Evet 20'li yaşlara geçince ideal tipi 180 derece dönenlerden oldum.

-Yüksek bir reytingle final yaptı ve finali saç baş yolduracak cinsten değildi neyse ki :)

-Son olarak eğer aksiyonlu , entrikalı , beyin yoracak bir dizi havanızda değilseniz. Bir mola vermek adına izlenilesi diyorum .
   
Bundan sonrası spoiler içermiyor :D Biraz replik lakin korkmaya luzüm yok. Sevdiğim bölümleri kendi düşüncelerimle derlediğim bir kısım oldu.

Kızımız bu sahnede pek etkilenmişti hocasından. İnsanların hayatında dönüm noktaları olur. Biri ya da bir olay gibi . Tüm akışı değiştirecek cinsten. Aslında akış değişmez sadece ilahi bir mesajdır bence böyle şeyler. Bundan sonra hayatın aslında bugüne kadar planladığından ya da tahmin ettiğinden çok başka olacak diye. Sadece dizi yazısı olmadı farkındayım ama her yiğidin nasıl bir yoğut yeyişi varsa her bloggerında bir yazı yazışı vardır. Biyolojik yaşım 20 ama akıl yaşım 80 miş gibi ahkam kesebilirim. Kanım deli akıyor içimde tutamadıklarım var sayın okuyucu :) Anlayış göstermenizi rica ederim :)


Aralarda verilen minnak mesajlar çok hoş geldi bana. Bunu da çok beğendiğim için paylaşmak istedim . Çok hoş bir söz değil mi ? Bunu görünce üniversiteyi kazandığım yaz aklıma geldi. Bayram tatilinde tüm sülale tebrik falan etti böyle mutlu oldular. Aynı şekilde arkadaşlarım da .Mutluluğumu ikiye üçe beşe katlayan onların tepkileri olmuştu. Klişedir işte ama kesinlikle doğru bir söz. Mutluluğun paylaştıkça çoğalması :) 




Son olarak bu keyfi  kısmen alakasız kısımı yine çok beğendiğim bir kısımla sonlandırmak istiyorum. Buradan buluşmam gereken  beyaz atlı prensime sesleniyorum. Atından in ve daha teknolojik bir yöntem seç :D (Zeka yaşım 11 evet)

Böyle bakınca tuhaf bir yazı oldu ama artık hoşgörün sevgili okuyucu :) Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle
ESEN KALIN... 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder